Dedim ya Paris bir başka güzel ama yanımdaki küçük kızım Aslı için de öyle mi acaba? Tamam o da hayran hayran dolaştı çok beğendi ama aklında daha kalıcı, daha eğlenceli anılar ile dolu asıl onu ilgilendiren yer Disneyland'a uğramadan da olmaz tabi... Geçen yıl Aysu ile gittiğim "Disneyland Paris" yazımda çok da ayrıntılı yazmıştım, nasıl gidilir, bilet önceden nereden alınır, kaç yaşından itibaren götürsem çocuk da çok zevk alır gibi birçok sorunun cevabını o yazımda bulabilirsiniz. Bu kez farklı ayrıntılara değinmiş olacağım. Ama şunu da belirteyim yaz veya kış gidildiğinde çok farklılıklar var...
Biz yine biletimizi önceden internet sitelerinden aldık. Bu kez şöyle bir avantajımız oldu, tek park bileti fiyatına çift park kampanyası vardı. Daha önce de yazdığım gibi internetten satın alırken Mini, Magic ve Super Magic kademeli fiyat biletler var. Yazın ( 30 Haziran-21 Ağustos) hep Super Magic, hafta sonları ve onların resmi tatillerinde Magic, diğer zamanlar Mini fiyatlar uygulanıyor. Biz de hafta içi olmasına rağmen 16 Mayıs onların resmi tatili olunca Magic bilete denk geleceğimizi fark edip ona göre biletimizi almıştık. Mutlaka bu konuya dikkat etmenizi öneririm. Her kademede en az 10'ar euro oynuyor.
Boy konusunda da 100 cm üzeri olan her çocuğu götürün diye yazmıştım Aslı da tam 100 olunca onun istediği her şeyin tadına vardık diyebilirim. Zaten fazla adrenalin olanlara da gerek yoktu :)
Daha önce Aysu ile sadece Disneyland Park tarafını gezmiştik ve vaktimiz ancak yetmişti. Bu arada sitesinde hangi tarihlerde hangi oyuncaklar bakıma giriyor diye planları yazıyormuş, isterseniz bakabilirsiniz. Mesela Aysu'nun "korkunç tren" diye tabir ettiğine binmek istedik ama maalesef bakımdaymış :(
Parka girdiğimiz ilk dakikadan beri "Bana kostüm al" ile başlayan Aslı, çıktığımız dakikaya kadar takılmış plak gibi bunu hep yineledi. Ki ben yanımızda bildiğim için kostüm ile gittiğimiz halde :) Zaten üstünde olan kostümün yenisini almaya hiç de niyetim yoktu. En sonunda gece 23'de çıkarken babası ile gelip alacağına ikna ettim ve İstanbul'a gelir gelmez çocuğuma Anna kostümü aldım :) Ama gitsek yine isteyeceğinden eminim... Ne olur ne olmaz kız anneleri kostüm ile gelin. Burada fiyatlar 3 katı, tavsiyem olsun:) Ama yani ben kendimi zor tuttum o dükkanlarda çocuklar ne yapsın :) Üstünde olsa bile gerçekten yeni istenmeyecek gibi değil. Pazarlama ve sunum çok büyüleyici haberiniz olsun.
Yazın ya da bahar aylarında, günlerin biraz daha uzun olduğu zamanda gitmek kesinlikle daha güzel. Hem park daha geç kapanıyor hem de hava neredeyse hiç kararmıyor. Ama yağmur yağma tehlikesi her zaman var. Bir iki dakikalık serpiştirme olsa da biz yağmura yine denk geldik :) Bizi en çok büyüleyen ve hoşumuza giden bütün karakterlerin geçiş töreniydi. Çocuklar kadar biz büyükler için bile çok eğlenceliydi. Yaz sezonu olduğu için sadece geçit töreniyle yetinmeyip gün içinde de buna benzer birçok gösteri yapıyorlar. Geçen yıl Şubat ayında gittiğimizde sadece gün sonunda ve tek bir geçit töreni vardı. Yaz döneminin en güzel yönü de hem park saat 22.30'da kapanıyor, hemde tüm oyuncaklar kapanınca 3D ışık gösterisi, havai fişek gösterisi oluyor. İnanın muhteşemdi :) Yarım saat sürüyor ve müthiş bayıldım... Kışın diyemediğim 'değdi be verdiğimiz paraya' cümlesini yazın kurabildim :) Yaz döneminin tek sıkıntısı tabii ki daha kalabalık olması. Sonuç: Yazın gidip "hızlı geçiş" bileti de almak. Her oyuncağa zamanınızın kalmasını istiyor ve anı yaşayıp tadını çıkartmak istiyorsanız bu şart.
Bu kez benim için de ilk olan Walt Disney Studios tarafı oldu. Buraya karakterlerin geçiş şöleni sonrası saat 19:00'dan sonra geçtik. Ve her yer çok boşalmıştı çok rahattı. Dönüşte karşılaştığımız bir Türk çift 45 dakika bekledik dedikleri korku asansörü için sadece 5 dk bekledik. Önce büyükannemizi bindirdik asansöre. Ben Aslı ile kaldım, sonra ben de 5 dk bekleyip geçtim. Bu arada burada Aslı da girebilir dedikleri halde içimdeki ses "Alev gerek yok" deyip binmekten vazgeçtim. Aslıyı babaneye teslim ettim sonra tekrar sıraya geçip yalnız bindim. Ayrı girmemiz iyi oldu evet küçük çocuklar için tehlike yok ama aşırı korku temaları içermekte. 5 yaşındaki çocuk için fazla ağır gelirdi..
Burası için bir diğer çok sevdiğim set ortamında gezi çok güzeldi, set ortamını yaşatıyor. Kamikaze acayip birşeydi oraya da tek bindim bir ara kalbim küt küt atışından fırlayacak gibiydi, ama süper adrenalin oldu... Studios tarafında da Aslı'ya uygun oyuncaklar vardı, ama tabii ki onun yaş grubu diğer taraf daha dolu...
Hani aksaklık olmadı değil ama neyse ki kendini sona saklamış. Saat 23.00de ışık şöleni sonrası herkes trene, arabasına ya da otobüslere yöneldi. Ve tam da biz gittiğimizde birden tren gişeleri kapandı, ne olduğunu anlamadan tren istasyonunu boşaltılması istendi. Ve merkeze dönmek için başka seçenek de kalmadı. Otobüsler sadece yakın çevre otellere gidiyordu. Taksi desen o karmaşaya yetmeyecek kadar azdı ve inanın binsek de bir servet isterlerdi. Neyse gelelim olaya; 'Şüpheli paket' İstasyon bomba ihtimaline karşı boşaltılmış. Yaklaşık 1 saat sonra unutulan bir paket olduğu için sorun olmadığı anlaşılmış ve bizleri tekrar istasyona aldılar. Evet güvenli bir şekilde trene bindik ama zaman artık çok geç oldu ve bu kez de trenden sonra metroya yetişememenin üzüntüsü çöktü :) Neyse hemen kendimi toparlayıp mantıklı bir karar vermek için hemen telefonuma sarıldım ve Gar de Lion'da inmeye karar verdim. Burada taksilerin daha çok olacağını düşündüm. Evet gerçekten de öyleydi ama o da ne taksi sırası bildiğiniz 1 km uzunluğunda. Saat olmuş gece 02:00 eyvah dedim artık taksi sırasında sabahlarız. Ama Avrupa mı diyelim, bizde görmedik mi diyeyim, medeniyet işte. Hayır sizin kucağınızda çocuk var, çocuklu ailelerin sırası orası deyip sadece 2 taksi sonrası sıra bizdeydi :) Gece 02.30 gibi mışıl mışıl otel odamızda uykuya geçebildik...
bayılıyorum sizin gezi yazılarınıza ben bile okurken bu kadar heveslenmişken çocukları düşünemiyorum :) ne güzel anılar biriktiriyorsunuz :)
YanıtlaSilsize katılıyorum :)
SilAynı duygular içindeyiz. :)
Sil