Hepimiz yoğun iş temposunda tüm zamanımız koşuşturmakla geçiyor. Günlük koşuşturmada 24 saatin bile yetmediği bir zamanda yaşıyorken bizden ilgi bekleyen çocuklarımız da bundan nasiplerini alıyorlar. Hayatı bu kadar yoğun yaşıyorken bir de çocuklarımızı gözümüzün önünden ayırmamak, acaba şu an ne yapıyor stresini yaşamamak için onları sürekli bir kalıp içine sokuyoruz. Onların kendi başlarına dışarıda vakit geçirmesine imkan vermiyoruz. Zaten günün çoğunu okulda geçiren çocuklarımızı okul sonrası özel ders, bir takım kurslar ve kapalı alan etkinlikleri, biri ya da birileri ile kontrol altında tutup onları sosyalleştirmeye çalışıyoruz. Sonuç; büyük kontrolünde kurallar ve yaptırımlar içinde eve ya da kapalı alana mahkum edilmiş çocuklar. Hal böyle olunca onlar da ya internet, oyun gibi teknoloji bağımlısı ya da televizyon gibi ekran bağımlısı oluyorlar.
2004 yılından bu yana "kirlenmek güzeldir" felsefesiyle çocuk gelişimine katkıda bulunan OMO, bu kez dışarıya çıkmanın ve fiziksel aktivitede bulunmanın çocuklar için önemini vurguluyor. Farklı 10 ülkeden, 5-12 yaş aralığında çocuğa sahip 12000 ebeveyn arasında yaptığı araştırma sonuçları çok çarpıcı.
OMO Global Çocuk ve Oyun araştırmasının sonuçlarına göre tüm dünyada çocukların açık havada oyun oynama süreleri giderek azalıyor ve oyun alışkanlıklarındaki dengesizlik artıyor. Kirlenmek Güzeldir Global Çocuk Gelişim Danışma Kurulu Başkanı Sir Ken Robinson ve Türkiye Danışmanı Prof. Dr. Yankı Yazgan çocukların gelecekteki başarısının oyundaki dengeye bağlı olduğunu belirtiyor. Bu nedenle bırakalım çocuklar dışarıda oyun oynasın.
Biliyor musunuz mahkumların bile psikolojik olarak bir saatten fazla açık havada vakit geçirilmesine izin verilirken; yapılan araştırmada her on çocuktan altısı (%61) ortalama bir günde 1 saat ya da daha az süre dışarıda oyun oynamaktadır.
Aslında ebeveynlerimizin bilinçli olduğunu gösteriyor bu araştırma. Türkiye'deki ebeveynlerin %93'ü oyun oynamanın ileride çocuklarının çok yönlü yetişkinler olmalarını sağladığı fikrine katılıyor. %94'ü ise oyun oynama fırsatına sahip olmayan çocukların öğrenmede zorluk yaşayacağına inanıyor. Ama nedense teorikte bilineni, pratikte uygulamıyoruz.
Bunun 3 nedeni olduğunu söyledi Prof. Dr. Yankı Yazgan;
* Ebeveynlerin aşırı koruma içgüdüsü
*Çocukların ekran bağımlısı olması
*Çocukların yoğun programı (özel derler, spor ve sanat faaliyetleri, arkadaş doğum günleri)
Günümüzde çocuklar serbest zamanlarında açık havada oynamak için harcadıkları sürenin %50 fazlasını içeride, ekran başında oyun oynamak için harcıyor. Hatta 10 ebeveynden 9'u çocuklarının gerçek hayatta spor yapmak yerine sanal ortamda oyunlar oynamayı tercih ettiğini belirtiyor. Dışarıda arkadaşlarıyla oynanan futbol yerine, ekranda sanal ortamda futbol oynamak gibi.
Oyun oynarken düşüp kalkmak, temel öğrenme becerisi kazandırır. Serbest kurgulanmamış oyunlar daha yaratıcı, işlevsel ve öğreticidirler. Çocuklar serbest olduklarında, problem çözme, karar verme, planlama, düşünce ve duygularını fark etme ve duruma uygun biçimde kontrol etme yeteneklerini daha etkili bir şekilde gösterebiliyorlar.
Diğer bir sorun da havalar soğukken dışarıda ne yapılabilir ki? Aslında biz yazın şanslı olan gruptayız. Kızlarım bütün yaz yazlık ortamda evin içine girmeden günü bitiriyorlar. Boya, hamur oynama aktivitelerini hep dışarıda bahçede yapıyor, anneanne ile toprak eşeleyip kendi sebzelerini ekip biçiyorlar :) Peki havalar soğuyup, İstanbul'a dönünce, okullar açılınca. Bu kez tek aktivitemiz hafta içi eve dönüş yolunda parka uğramak. Nasıl seviniyorlar. Bazen iş yoğunluğu, ödev yaptırma telaşı ya da hava çok soğuk "bugün park yok" diyoruz ya şimdi ne kadar yanlış yaptığımızı fark ettim. En azından soğuk dert olmamalı eğer çocuk istiyorsa daha korunaklı kıyafetler ile dışarıda oynayabilmeli. Hep denmez mi köyde yalın ayak çocuklar nasıl hasta olmuyorlar diye? Direnç meselesi. Bünyeyi nasıl alıştırırsak bize öyle hizmet eder. Madem öyle eğer kızlarım isterse kışın bile her gün park günü olacak bizde :) Şansım varken, kızlarım ekran bağımlısı ya da teknoloji bağımlısı olmamışken bunu koruyabilmek adına ben de bırakalım çocuklar dışarıda oynasın diyorum.
Bu araştırma sonuçlarına dikkat çekmek için çok da güzel ve düşündürücü bir reklam hazırlamış OMO. Ben ilk izleyişimde çok etkilendim...
OMO 28 Mayıs "Dünya Oyun Oynama Günü"nde 7'den 70'e herkesin katılabileceği Beşiktaş Abbasağa Parkı'nda etkinlikler düzenliyor ve tüm İstanbul halkını davet ediyor. Haydi siz de kapın çocuğunuzu ya da sadece kendiniz bu güzel şenliğe katılın... 28 Mayıs Cumartesi günü 11:00-19:00 saatleri arasındaki program ve etkinliğin olacağı yerleri içeren harita aşağıdaki gibi...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder