25 Temmuz 2015

HELSİNKİ...

Beyaz Geceleri bir kez gördün mü, o duyguyu yaşadın mı bil ki artık bağımlısı olmuşsundur. 2014 yazı beyaz gecelerin ilk deneyimi için St. Petersburg ve Moskova gezi planı yapmıştık... Madem bağımlısı olduk hadi bu sene de kaçırmayalım  dedik ve bu seneki rotamızı; Helsinki-Tallin-Riga şeklinde planladık. Veee  Beyaz Geceler'i yine yaşamış olduk...
 
 
Turumuzu ayarlama işini rotamızı belirlemekle başladık... Bizim planımız sadece Riga'ya gidip dönmekti. Sonra baktık Tallin, Riga'ya yakın otobüsle geçmek kolay. Aaaa o da ne Tallin Helsinki arası da gemi ile 2.5 saatte geçiliyor! Oldu mu sana 3 ülke, 3 şehir.

Sonra hesaplar kitaplar önce geziye Helsinki'den başlamamıza işaret etti. Birazda ekonomi devreye girince aktarmalı uçuş ile Kiev üzerinden Helsinki'ye gittik.


Helsinki deyince ilk akla gelen kuzey koordinatlar ve bağlantılı olarak soğuk olması. Beyaz geceler için gidecekseniz en uzun gün 21 haziran'ı, yok ben göreyim yeter ama sıcaklık 23 derece ortalamasında olsun derseniz temmuz ortaları tercih edilebilir.

 

Huzurlu, sakin, medeni, ileri ve düzenli bir şehir... Mesela bebek arabasıyla otobüse nasıl rahat biniliyor gidin görün. Çünkü her kaldırım bir standardı var böylece otobüs silme yanaşıyor ve bebek arabası düz yolda devam eder gibi otobüse biniyor. Bizde şoförler kapat arabayı öyle bin otobüse diyorlar (onu da yaşadım gördüm)

Bir de çok uçuk kaçık bir şehir... herkesin saçı renk renk... Yeşiller, pembeler, maviler daha neler neler :) Kıyafetler de bir o kadar uçuk kaçık... Etek altına tayt giymek moda herhalde :)

Neyse uçaktan iner inmez merkeze giden otobüse biniyoruz. Kişi başı 6.20 Euro.


 Evimizi kiraladığımız şirkete gidip anahtarımızı alıyoruz ve bu kez belediye otobüsüyle evimizin olduğu bölgeye geçiyoruz. Otobüs biletleri çok pahalı. Tek yön 3.40 Euro :(
Gerçi Helsinki "Tallin ve Riga'ya" göre her konuda daha pahalı diyebilirim.

 

Evimiz güzel bir muhitte ve güzel bir sitede :) Biz çok sevdik. Hemen bavullarımız bırakıp Easyfood yemeklerimizden güzel bir sofra hazırlayıp yiyip ve kendimizi Helsinki "Beyaz Geceleri"ne atıyoruz...

 
Merkezdeyiz... Önce tren istasyonuna gidiyoruz, trenleri çok seven kocam her şehirde uğrar tren istasyonuna... Özellikle hızlı trenlere bayılırız...



Hemen tren istasyonunun yanında meydanda (Railway Square) İspanyol dans ve yemekleri festivali vardı gittiğimiz dönemde... Aşırı sarımsak kokuluydu :)



Sonra da yine hemen yakınındaki Kaisaniemi Botanic Garden'a gidiyoruz... Her Avrupa şehrinde mutlaka en az bir tane büyük parkı vardır... Burada birçok park var, bu da bunlardan biri... Ve yine bir festival alanı tabii burası... Çimlerde uzanan insanlar yarım saat içinde başlayacak konser saatini bekliyorlar...

 

Bu arada tabii biz eve git tekrar çık derken nasıl olsa beyaz geceler saati daha erken zannedip sonrasında da açık eczane bulamıyoruz... Yani Helsinki'den bir Aspirin alamıyorum. Yürürken şu gördüğüm eczanenin fotoğrafını çekeceğimi alsaydım dimi aspirinimi.


Botanik Garden'dan ayrılıp Helsinki'de gezmeye devam. Seanto Meydanı'na (Senate Square) geliyoruz.  Meydanın ortasında Çar II. Aleksander'ın anıtı bulunuyor. Anıtın 4 tarafındaki 4 heykel ışık, barış, iş ve kanunu simgelemekteymiş. Halk yeni yıl kutlaması gibi önemli günlerde burada toplanır ve hergün saat 17:49 da günün iş zamanından zevk zamanına geçişini simgeleyen çanlar duyulurmuş.
Hemen arkasında ihtişamlı yapısıyla Helsinki Katedrali'ni görüyoruz. 71 metre yüksekliğindeki çan kulesinin güzel bir Helsinki manzarası olduğu söyleniyor fakat çıkılmıyormuş...


Yürümeye devam ve geldik Uspenski Katedrali'ne, Bizans -Rum mimari tarzında inşa edilmiş, altın kaplı kubbeleri ile Batı Avrupa'daki en büyük Ortodoks kilisesi olarak kabul edilir... Ketedralin olduğu alan aslında anakaraya köprülerle bağlı küçük bir ada... Hatta Tallin gemileri de buradan kalkıyor...



 
Burada Akşam saat 23:15 civarıydı...

 

Esplanadı Parkı'nın yanından geçiyoruz... Burası da çok güzel bir park... Artık gece 12 olmak üzere ve biz hala beyaz geceler diye geziyoruz... Ertesi gün Tallin yolcusuyuz eve gitme saati... Yürüye yürüye hem gecenin sessizliği hem de beyaz gecelerin huzuru...

 
Ne alaka demeyin sadece paylaşmak istedim... Nasıl da minik bir ananas...

1 yorum:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...