21 Ağustos 2017

Amsterdam

Aysu ile son durağımız Amsterdam oldu. Uçaktan akşam saatlerinde indik ve hemen havaalanı çıkışındaki otobüs duraklarına yöneldik. Otelimizin olduğu noktaya kadar da çok rahat ulaştık.


Amsterdam'ın bir çocuklu gezme şekli vardır, bir de yetişkin olarak :) Diğer gelişlerimde yetişkin olarak gezince çocuk ile nereler gezilir var bu postumda.

Sabah kahvaltımızı edip yollara koyuluyoruz. Bisiklet Amsterdam'ı keşfetmek için en güzel araç. Ama Aysu iki tekere döndükten sonra geçiş yaptığı ben de onu bisiklet ile taşımakta kendime güvenmediğim için biz yürüyerek keşfettik.



Otelimiz Vondel Park'ın hemen karşısındaydı ve ilk burayı gezmeye karar verdik. Ama yağmurun azizliğine uğrayıp çimlerde yayılamadık. Ah be Amsterdam yaz aylarında geldiğimde hep yağmurlu olmak zorunda mısın? Burası Amsterdam'ın en geniş ve popüler parkıdır. 1864 yılında bir grup hayırsever tarafından kurulmuştur. Park yaz aylarında konserlere, tiyatro gösterilerine de ev sahipliliği yapıyor..


Baktık yağış da başladı parkın tadını çıkartamıyoruz haydi gezmeye devam... Rijkmuseum ve IAmsterdam yazısına gidiyoruz. Rijkmuseum, Hollanda'nın en ünlü müzesidir. Önemli ressamların birçok eseri yer almaktadır. Bizi yine mimarisi ve önündeki IAmsterdam yazısı daha çok ilgimizi çekiyor. :)





Aysu ile hayvanat bahçesinin yolunu tutuyoruz. Artiz Zoo adlı hayvanat bahçesi ile hemen yanındaki dünyanın tek mikrop müzesi olan Artis Micropia'da saatlerce vakit geçirdik. Hayvanat bahçesi, hayvanların kategorilerine göre ayrılmış, doğal ortamındaymış gibi ziyaret edebiliyorsunuz. Çocuklar hayvanları çoğu hayvanat bahçesine göre daha detaylı daha yakından görebiliyor.  Micropia'da ise çeşitli mikrop türlerini, dezenfekte ile nasıl temizlenebileceğini gibi birçok farklı detay öğrendik. Fiyatlarından da bahsedeyim sadece ArtisZoo 3-9 yaşa arası çocuk 17,00 Euro, büyük 20.50 Euro. ArtisZoo ve Artis Micropia aynı anda alırsanız ise 3-9 yaş arası çocuk 23,50 Euro, büyük 27,50 Euro. Bir de detaylı harita almak isterseniz 2,00 Euro. Biz toplam 53,00 Euro vermiş olduk. TL'ye çevirmek bile istemedim





Günümüzün yarısını burada geçirdiğimize göre artık Amsterdam'ın kalan yerlerini de gezebildiğimiz kadar gezmeye devam. Burada tramvaya binip merkeze gittik. Tramvay biletlerini saatlik ya da günlük kullanım gibi alabilirsiniz. 1 saatlik kullanım için fiyatı 2.90 Euro mesela.

Dam Meydanı'na geldik. Burası bir zamanlar balık pazarıyken, 17. yüzyılda Belediye Sarayı ve yakınındaki borsa sayesinde Amsterdam'ın siyasi ve ticari merkezi olmuş. Şimdilerde çeşit çeşit gösteri yapanlar, belli zamanlarda dönme dolap kurulan, etrafında çok sayıda kafe ile yerli yabancı turistin en gözde meydanı :) Biraz ateş gösterisi yapan ve dans edenleri izleyip yolumuza devam ediyoruz.



Ve bana göre Amsterdam'ı Amstrdam yapan kanallar var sırada. Tekne ile kanal turu bence Amsterdam'ı keşfetmek için çok güzel ve eğlenceli, ama biz yürüyerek kanalları gezdik. "Red Light district" bölgesi kanalların en güzel fotoğraflanma noktası. Akşam saatlerinde bambaşka bir boyuta gelen bu bölge, gündüz çocuk ile gezmek ve fotoğraf çekilmek için gayet uygun. Bol bol hatıra fotoğraflar çekildik :)





Sevdiğim çiçeklerden biri lale olunca Amsterdam'a gittikçe çiçek pazarına uğramadan geçmem. Annem de lale soğanı sipariş edince çeşit çeşit laleden seçtik aldık.




Merkez tren istasyonunu en sona bıraktık. Bu yapı da sevdiğim yapılardan biri. Buradan da havaalanına transferimizi yapıp artık gezimizin sonuna gelmiş oluyoruz.

Peki Amsterdam'da biraz daha vaktiniz varsa; Marken-Volendam adlı şirin kasabaları mutlaka ziyaret edin, peynir fabrikası var hatta onu da görün, tahta ayakkabı fabrikası, yel değirmenlerini, yine tren ile ulaşabileceğiniz Roterdam veya sahil kasabası olan Zandvoort. 

Her anne-kız gezisi gibi bol eğlenceli, bol fotoğraflı, ara ara zorlukları olan bir geziydi. Eeee ben yazıncaya kadar benim yine bir yerlere gidesim geldi :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...