Paris'te ilk günümüz...

Bol fotoğraflı bir Paris turuna başlıyoruz... Evet rüya şehir, aşıklar şehri... Ama ikinci kez gidilir mi... Bu kez de eşimle gittiğim için gidilir... E bir kez de çocuklar biraz büyüdü mü onları Disneyland'a götürmek için gidilir... E bir de keşke ve keşke sadece alışverişe gidilir... 

Tabii ki gider gitmez Eiffel'i görmek için hemen yanındaki bir otoparka arabamızı park edip yanına gidiyoruz.. Gerçi şehrin çok noktasından görünen bir yapı... Ama o devasa yapını altından bakmak ayrı güzel... Uzaktan hele de gece ışık şölenini izlemek ayrı güzel...

Bu kez yanına her ülkeyi temsil eden ayı heykelleri koymuşlar, renk katmışlardı.. Bir de daha önce çimlere girip fotoğraf çekilebiliyorduk.. Herhalde hava artık yağışlı diye çamur olmasın diye etrafını kapatmışlardı...

Ve benim de artık kocişle Eiffel'de bir fotoğrafım oldu böylece...

Burdan çıkıp Sienne nehri üzerindeki köprülerden birinden geçip Trocadero meydanına varıyoruz...

Buradan da Eiffel'e güzel bir bakış atıyoruz...

Burdan Arc De Triophe'ye yürüyoruz...

Alt geçitten geçip...



ihtişamlı yapının altında buluyoruz kendimizi..



Champs  elysee 'de yürümeye başlıyoruz..

Ve karşımıza ünlü pastane ve makaroncu tabi ki de Laduree çıkıyor..

Yürümeye devam ediyoruz... ve karşımıza Grand Palais çıkıyor...

Geldik mi benim en sevdiğim köprülerden birine... İlk gidişlimde de hayran kalmıştım, bol bol fotoğraflar çekmiştim Alexandre köprüsünde

Alexandre köprüsünden geçer geçmez Musee de l'Armee çıkıyor.. hemen arkasında da Les Invalides var... Napolyon'un da mezarını olduğu yer...

bahçesindeki bu ağaçlara bayıldık...



Artık çok yorulduğumuz anlar...

aşıklar, aşklarını daimi kılmak için anahtar bağladıkları köprü çıkıyor karşımıza...

 "Jardin des Tuilerise" bahçelerine gidiyoruz ve banklarda uzanıp dinleniyoruz...

moladan sonra işte karşımızda Concord meydanı, Arc de Triomphe, arada Champs Elysees...

insanlar yine güneşli havayı görüp tadını çıkartıyorlardı...

Concord meydanı...

Hotel de Ville'ye gidiyoruz...

  

Elif dinlenirken...



  Yine köprülerden geçip...

Notre-Dame var sırada...

Pantheon'a doğru yola koyuluyoruz...

Yolda böyle kirpikleri olan bir arabaya rastlıyoruz... boya değil... harbi takma kirpik :)))



Pantheon ve ben...

St.Michel ve St Germain caddelerinde dolaşıyoruz... kafeler... barlar...pastaneler... makaroncular...

Louvre müzesini artık gece halini görebiliyoruz... hava kararmış oluyor çoktan...

Ve bekle bizi ışık şov ile Eiffel...

Her saat başı flaş çakar gibi ışık şölen oluyor... e denk gelmemiz güzel oldu...

Bu normal sarı ışık ile aydınlatılmış hali... Ne yazık ki flaşların çakıp çakıp ışık şöleni ile olan fotoğraflar çok bulanık paylaşamıyorum...

Paris'te binbir detayın nerde ne yapılır, ne yenir, ne gezilir ile okadar çok bilgi var ki... ben sadece fotoğraf çekmeyi de çok sevdiğim için 1001 tane fotoğraflarımdan bazılarını paylaşmak istedim sadece... Yani çok da ayrıntıya girmeden... Yine de görseller ile gidecek olanlara yardımcı olduysam ne mutlu bana :))))

Herkese keyifli haftasonları....

Bir de blog takipçilerimden birini ricası var... işte linki...
http://zuutrendss.blogspot.com/2012/11/pamuk-prenses-ve-palyaco.html