2018'in ilk hafta sonu süper başladı... İnşallah tüm sene böyle devam eder :)
"Women's Health" dergisi yayın yönetmeni Sibel Yeşilçay'ın davetiyle Kartalkaya'da Kartal Otel'deydik. Darga Academy ile karda yoga deneyimi yaşadık. Kendimi dinlediğim, dinlendiğim, arındığım bir hafta sonu oldu :)
Cuma öğlen saatlerinde Kartalkaya yolculuğu başladı. Akşam 5 çayına yetişip, Diyetisyen Elvan Odabaş'ın sağlıklı tarifleri ile Lipton çaylarımızı yudumlarken Sibel hanım muhteşem hafta sonumuz hakkında bilgiler verdi. Sonrasında da İpek Darga program akışı hakkında konuştu. Bizden ricası o iki gün boyunca kırmızı et yemememiz, her lokmayı en az 20 kez çiğnememiz, alkol almamamızdı. Böylece yoga ruhumuza daha da iyi gelecekti.
5 çayı sonrası odalarımıza yerleşip akşam yemeği için yine bir araya geldik. Yemek sonrası ise termal kıyafetlerimizi, kar pantalonlarımızı giyip zirveye doğru yürüyüş yaptık. Otelin arama kurtarma görevlisi Erol bey hem bize eşlik etti hem de faydalı bilgiler verdi.
Dönüşte şömine başında İpek Darga ile farkındalık yaşam söyleşisi vardı.
Diyetisyen Elvan Odabaşı'ndan ise yine faydalı bilgiler aldık. Bu bilgilerin bazılarını ise şöyle..
*Beyne tokluk sinyali 11. dakikada gittiği için yavaş yemeye özen göstermeli (Fast food yediğimizde bu yemek süresi 8-9 dakikaymış)
*Günde 3 tane yeşil çay tüketmeliyiz, sabah ve öğlen arası zaman diliminde olabilir,
*Öğlen ve akşam yemeklerinden sonra rezene çayı içmekte fayda var,
*Akşam yatmadan da rahatlatıcı papatya melisa gibi çaylar uyumamızı kolaylaştırır,
*Diyet listeleri kişiye özel olmalı,
*Hayatımızdan rafine şekeri olabildiğince çıkartmalıyız,
*Bal, agave şurubu, pekmez gibi akışkan tatları pişirmeden kullanmalıyız,
*Çocukların da şekere ihtiyacı var, hiç bir şeyi kısıtlamak olmaz. Onun yerine az tüketmesini öğretebiliriz.
Ve artık uyuyalım ki ertesi gün erken başlayacaktı...
Cumartesi günü sabah 8'de lobide toplanmış"Çam Çukuru" vadisine doğru yola koyulmaya hazırdık. Bu kez "Mauna Yürüyüşü" yaptık. Nedir? diye soranlara. Sessizlik hakimdi. Sadece doğanın, kara bastıkça karın sesini dinledik. Çıkışta ise teleferik ile yine sessiz bir şekilde sadece ileriki dağlara baktık... Yine sıkı sıkı giyindik ama önceki gece yaptığımız yürüyüşten daha soğuk bir hava vardı.
Yürüyüş sonrası kahvaltıya geçtik, güzel bir şekilde yedik ki sonraki etkinliğimiz "karda yoga"ydı...
Matlarımızı aldık, yine sıkı sıkı giyindik ve karda yoga başlıyordu... Yoga doğada yapılan bir spor. kumsalda, dağlarda ve şimdi karda yapacaktık. İpek hocamızın güzel anlatımı, rahatlatıcı ses tonuyla zaman nasıl geçti anlamadık bile. Üşümek mi? Kesinlikte yoktu, üstelik montlarla bile değildik...
Bundan sonra 5 saatlik serbest zaman vardı programda. İsteyenler kayak yapacak, isteyenler karda kahve keyfi ya da ne dilerse. Biz 5 kız toplanıp kayak yapanları izleyerek sohbete daldık. Ve zaman nasıl geçti anlamadık bile.
Tekrar yoga zamanıydı. Bu kez karda değil içerideydik.
Akşam yemeği sonrası ise A4 kağıtlarımız ve kalemlerimiz ile kafede buluştuk. Bu kez ne yapacaktık diye meraklandık. Kağıtlara istemediğimiz, bizi üzen ne varsa yazdık, içimizi döktük. Ve bu kağıtları yanan ateşe verdik, kül-duman olup evrene karıştı :) Şaraplarımızı da yudumlayarak (artık serbesttik) bir günümüzü daha bitirdik...
Son sabaha uyandığımızda yine hızla kahvaltımızı ettik bu kez zirvede yine karlar üzerinde yapacaktık yogamızı. Kar küreme araçları ile çıktık, toplandık ve başladık yogamıza :)
Zaman nasıl bu kadar çabuk geçti, hafta sonu neden bu kadar kısaydı diyerek bir baktık ki dönüş yolundayız.. Çok keyifli geçen bu hafta sonu için emeği geçen herkese çok teşekkürler...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder